2. Atalarının topraklarına girerken ordusu Antiyokus'la Lisias'ı
tutukladı. Onları onun huzuruna getirmeyi tasarladılar.
3. Ama o olanları duyunca şöyle dedi: "Onları gözüm
görmesin."
4. O zaman ordu onları öldürdü ve Dimitrios krallığında tahta
çıktı.
5. Ardından başlarında Alkimos olmak üzere, İsrail'deki bütün yasa
tanımayanlar ve inançsızlar ona başvurdu. Alkimos'un tutkusu başkâhin olmaktı.
6. Kralın önünde halkı suçlayıp şöyle dediler: "Yahuda'yla
erkek kardeşleri tüm dostlarınızı öldürdü, bizleri de ülkemizden kovdu.
7. Güvenebileceğin birini şimdi oraya gönder. Yahuda'nın gerek
bizim ülkede gerekse kralın topraklarında neden olduğu yıkımı görsün ve o
kötü kişilerle yardımcılarını cezalandırsın."
8. Kral Bakkides'i seçti. Kralın dostlarından biri olan Bakkides
Fırat Irmağı'nın batı yakasındaki ülkenin valisiydi. Ünlü biriydi ve krala
içtenlikle bağlıydı.
9. Onu, başkâhin olarak atadığı inançsız Alkimos'la birlikte gönderdi
ve İsrailliler'e ceza verilmesini buyurdu.
10. Ardından güçlü bir orduyla yola çıktılar. Yahuda ülkesine
va rınca Yahuda'yla erkek kardeşlerine haber gönderip güvenilmez barış önerilerinde
bulundular.
11. Ama öbürleri bu önerilere güvenmediler, çünkü güçlü bir
orduyla geldiklerini görmüşlerdi.
12. Bununla birlikte yasa yazıcılarından oluşan bir komisyon
Alkimosla Bakkides'in karşısına çıktı. Amaçları adil bir antlaşmaya
varılmasını dilemekti.
13. İsrailliler arasında barış koşullarını ilk görüşenler
Hasidiyanlar oldu.
14. Onlar şöyle düşünüyordu: "Harun soyundan bir kâhin orduyla
birlikte geldi, o bize kötülük etmez."
15. Gerçekten kâhin onlarla barış koşullarını görüştü ve ant içti:
"Size ya da arkadaşlarınıza kötülük etmeyeceğiz."
16. Bu sözlere inandılar, ama kâhin aralarından altmış kişiyi
tutukladı ve bir günde onları öldürdü. Böylece Kutsal Kitap'ın söyledikleri
gerçekleşmiş oldu:
17. Aranızdaki inanlıların bedenlerini dağıttılar,
Yeruşalim'in çevresinde onların kanını akıttılar,
Onları gömecek kimse yoktu!
Yeruşalim'in çevresinde onların kanını akıttılar,
Onları gömecek kimse yoktu!
18. Bu olaydan sonra halk kaygılanıp dehşete kapıldı. Şöyle
dediler: "Onlarda doğruluk ya da erdem aramayın, antlaşmalarını ve
yeminlerini bozdular."
19. Ardından Bakkides Yeruşalimden ayrıldı ve Beytsayit'te kamp kurdu.
Ordusundan kaçan askerlerin çoğunu ve başka kişileri tutukladı, hepsini büyük
su deposuna atıp öldürdü.
20. Sonra ilin yöneticisi olarak Alkimos'u oraya atadı ve onu
desteklemesi için oraya bir ordu bıraktı. Bakkides kralın yanına döndü.
21. Alkimos başkâhin olmak için güçlü çabasını sürdürdü.
22. Kendi uluslarının dirliğini bozanlar onun çevresinde toplandı.
Yahuda ülkesinin yönetimini ele geçirip İsrail'de büyük yıkıma neden oldular.
23. İsrailliler'e kötülük yapmakta Alkimos'la onu destekleyenlerin
putperestlerden daha ileri gittiğini görünce,
24. Yahuda tüm Yahudiye ülkesinin çevresini sardı. Amacı,
ordusundan kaçanlardan öç almak ve ülkede özgürce dolaşmalarını engellemekti.
25. Yahuda'yla onu destekleyenlerin ne denli güçlü olduğunu gören
Alkimos, onlara direnecek güçte olmadığını anladı ve kralın yanına dönerek
onları suçladı.
26. Kral, İsrail'in koyu bir düşmanı olan generallerinden ünlü
Nikanor'u oraya gönderdi ve ulusun kökünü kazımasını buyurdu.
27. Güçlü bir orduyla Yeruşalim'e gelen Nikanor, güvenilmez barış
önerileriyle Yahuda'ya ve erkek kardeşlerine ulaklar gönderip
28. şöyle dedi: "Aramızda savaş olmasın, beni koruyan bir kaç
askerle ilerleyeceğim ve barışçı biçimde karşılaşacağız."
29. Yahuda'ya geldi ve oldukça barışçı biçimde karşılaştılar. Ama
düşman, Yahuda'yı kaçırmak amacıyla hazırlıklar yapmıştı.
30. Nikanor'un onu gelip görmekle ne denli güvenilmez amaçlar
peşinde olduğunu anlayınca, Yahuda kaygılandı ve yeniden buluşma önerilerini
geri çevirdi.
31. Tasarısının su yüzüne çıktığını anlayan Nikanor Yahuda'yla
savaşmak için Kafarsalama dolayına gitti.
32. Nikanor'un yaklaşık beş yüz askeri vuruldu, geri kalanlar Davut
Kenti'ne sığındı.
33. Bu olayların ardından Nikanor Siyon Dağı'na çıktı. Bazı kâhinler
toplumun ileri gelen kişileriyle birlikte kutsal yerden çıktılar, onu barışçı
biçimde karşıladılar ve kral için kurban kesildiğini ona gösterdiler.
34. Ama o onlarla eğlendi, onlara güldü, onlara saygısızca davranıp
küstah bir dil kullandı, öfkeyle sövüp saydı:
35. "Yahuda ordusuyla bana teslim edilmezse, size söz
veriyorum ki, geri döner dönmez bu binayı ateşe vereceğim!" deyip
öfkeyle gitti.
36. Bunun üzerine kâhinler yeniden içeriye girdiler, yaşlı
gözlerle sunağın ve kutsal yerin önünde durarak şöyle dediler:
37. "Sen bu evin adınla anılmasını istedin, bu evde dua
edilmesini ve ulusunun dileklerde bulunmasını istedin.
38. Bu adamdan ve ordusundan öç al, onların kılıçtan
geçirilmesini sağla. Küfürlerini anımsa ve onlara süre tanıma."
39. Nikanor Yeruşalim'den ayrıldı ve Beythoron'da kamp kurdu.
Suriye'den gelen bir ordu orada kendisine katıldı.
40. O arada Yahuda, üç bin kişilik ordusuyla Adasa'da kamp kurdu
ve şöyle dua etti:
41. "Asur kralının ulakları küfrettiği zaman, senin gönderdiğin
melek onun ordusunda yüz seksen beş bin kişiyi darbeyle yere yıktı.
42. Aynı biçimde senin bugün bu orduyu da ezdiğini görelim,
böylece bu adamın tapınağına küfrettiğini herkes öğrenecektir. O adamı yaptığı
kötülüğe göre yargıla."
43. Ordular Adar ayının on üçünde karşılaştılar, Nikanor'un ordusu
ezildi ve savaşta ilk önce kendisi öldü.
44. Nikanor'un öldüğünü görünce askerleri silahlarını atıp kaçtı.
45. Yahudiler bir günlük yolculuk yapıp Adasa'dan Gazar'ın
çevresine dek onları kovaladılar. İzlerken onları uyarmak için iki kez boru
çaldılar.
46. Yahudiye'nin çevresindeki köylerden gelen halk onların
kaçışını önledi, böylece birbirleriyle savaşmaya başladılar. Tümü kılıçtan
geçirildi, sağ kalan olmadı.
47. Malları yağma edildi, Nikanor'un başı ve sağ eli kesildi.
Nikanor bir küstahlık gösterisi yaparak sağ elini uzatmıştı. Başıyla eli
Yeruşalim'de gösterildi.
48. Halk çok sevindi ve o günü büyük bir bayram olarak kutladı.
49. Gerçekten her yıl Adar'ın on üçünde o günü kutlamaya karar
verdiler.
50. Yahuda ülkesi kısa bir süre barışı tattı.