2. Bu kentin çok zengin tapınağında, Grekler'in ilk yöneticisi olan
Makedonya Kralı Filip'in oğlu İskender'in bıraktığı altın zırhlar, göğüslük
zırhları ve silahlar bulunduğunu da duymuştu.
3. Antiyokus kenti ele geçirip yağma etmeye çalıştı, ama başarıya
ulaşamadı, çünkü vatandaşlar onun tasarılarını öğrendiler.
4. Güçlü bir direnişle karşılaşan Antiyokus geri dönüp çekildi,
hayalkırıklığı içinde Babil'e doğru yola çıktı.
5. Ama daha Pers ülkesindeyken Yahuda ülkesine saldıran orduların
yenilgiye uğradıklarını öğrendi.
6. Özellikle Lisias'ın büyük bir orduyla ilerlediğini, ancak geri
dönmek zorunda kaldığını ve Yahudiler'den kaçtığını duydu. Onlar da,
dağıttıkları orduların silah ve gereçleriyle, yağmaladıkları mallarla
güçlenmişlerdi.
7. Yeruşalimdeki sunağın üstüne dikilen tiksinti veren şeyi
yıkmışlardı ve geçmişte olduğu gibi tapınağın çevresine yüksek duvar
yapmışlardı. Beytsur'un savunmasını da güçlendirmişlerdi.
8. Bu haberleri duyan kral çok şaşırdı ve sarsıldı. Kendini yatağa
attı. Bütün umudu boşa çıktığından onu bir uyuşukluk kapladı, çünkü işler tasarladığı
gibi yürümemişti.
9. Birçok gün böyle kaldı, sık sık yinelenen melankoli krizleri
geçiriyordu. Sonunda ölmek üzere olduğunu anladı.
10. Ardından tüm dostlarını çağırıp onlara şöyle dedi:
"Gözlerime uyku girmiyor ve kaygı yüreğime yılgı veriyor.
11. Kendi kendime sordum, ben ki en canlı, dopdolu çağımda eli
açık ve sevilen bir kişiydim; nasıl oluyor da böyle bir yıkıma sürüklendim,
sürekli ve selli yağmura tutuldum?
12. Ama şimdi Yeruşalim'de işlediğim suçu anımsıyorum, oradaki tüm
gümüş ve altın kaplara el koydum. Hiç bir nedeni olmadan Yahuda halkının yok
edilmesini buyurdum.
13. İnanıyorum ki, bu nedenle bu acılarla karşılaştım ve yabancı
bir ülkede melankoli nedeniyle ölüyorum."
14. Sonra dostlarından biri olan Filip'i çağırdı ve onu tüm
krallığının yöneticisi yaptı.
15. Tacını, resmi giysisini ve mührünü ona emanet etti. Ancak oğlu
Antiyokus'u yetiştirmesini ve tahta hazırlamasını ondan istedi.
16. Ardından yüz kırk dokuz yılında Kral Antiyokus öldü.
17. Kralın öldüğünü duyan Lisias, oğlu Antiyokus'u onun yerine
tahta çıkardı, çünkü onu çocukluğundan beri yetiştirmiş, ona Eupator adını
takmıştı.
18. Kaledeki insanlar tapınağın dolayında İsrail'e gözdağı
veriyordu. İsrail'e kötülük yapmak için her elverişli durumdan yararlanıyor,
putperestler için güçlü bir destek oluşturuyorlardı.
19. Yahuda onları yok etmek gerektiğine karar verdi ve onları kuşatmak
için tüm erkekleri silah tutmaya çağırdı.
20. Toplanıp yüz elli yılında kaleyi kuşattılar. Ateş hattı için
yüksek yerler yapıp kuşatma düzeni kurdular.
21. Ama etrafı çevrilenlerden bir kısmı kuşatmayı yardı. İnancından
dönmüş bazı İsrailliler de onlara katıldı.
22. Krala başvurup şöyle dediler: "Adaletin yerini bulması ve
vatandaşlarımızın öcünün alınması için ne kadar bekleyeceksiniz?
23. Babanıza hizmet etmekten kıvanç duyuyorduk. Onun buyruklarını
yerine getiriyor, bildirilerine uyuyorduk.
24. Bunun bir sonucu olarak halkımız bizimle ilişki kurmak
istemiyor. Ayrıca bizden yakalayabildiklerini öldürdüler ve mirasımızı yağma
ettiler.
25. Onların saldırıları yalnız bizi değil, tüm sınırlarımızı
ilgilendiriyor.
26. Şimdi de Yeruşalim Kalesi'ni ele geçirmek amacıyla kuşattılar
ve tapınakta Beytsur'un savunmasını güçlendirdiler.
27. Erken davranıp onların etkinliklerini tez elden önlemezseniz,
daha büyük atılımlar yapacaklardır ve siz de onları hiçbir zaman kontrol
edemeyeceksiniz."
28. Kral bunları duyunca öfkelendi, tüm dostlarını, ordusunu,
generallerini ve atlı askerlerinin komutanlarını toplantıya çağırdı.
29. Denizlerdeki adalardan ve başka krallıklardan ücretli asker
sağladı.
30. Askeri gücü yüz bin yaya askerden, yirmi bin atlı askerden ve
savaşta deneyimli otuz iki filden oluşuyordu.
31. İdumea'nın içinden ilerleyip Beytsur'u kuşattılar. Saldırıları
günlerce sürdü. Ayrıca bir kuşatma düzeni kurdular, ama kenti savunanlar dışarı
çıkıp her şeyi ateşe verdi ve yiğitçe direndi.
32. Ardından Yahuda kaledeki kuşatmayı kaldırdı ve kralın
karargâhının karşısında, Beytzakarya'da kamp kurdu.
33. Kral gün doğarken kalktı ve ordusunu çarçabuk Beytzakarya'ya giden
yoldan ilerletti. Askerler savaş durumuna geçip boruları çaldılar.
34. Filleri savaşa hazırlamak için onlara üzümden ve duttan
yapılmış şekerli bir sos gösterildi.
35. Filler asker alaylarının arasına yerleştirildi. Her filin
çevresinde bin asker vardı. Bunların giysileri zincirden yapılmış zırhtı, başlarına
bronz miğfer giymişlerdi. Her filin çevresinde ayrıca seçilmiş beş yüz atlı
asker vardı.
36. Atlı askerler fillerin her davranışını izliyorlardı; onun
gittiği yerlere gidiyor, ondan asla ayrılmıyorlardı.
37. Her filin üstünde, onu korumak için, tahtadan yapılmış kalın
bir kule vardı. Bu kulenin dengesi kuşaklarla sağlanmıştı. Her filin üstünde
ayrıca savaşçı takımı ve sürücüsü vardı.
38. Atlı askerlerin geri kalan kısmı, ordunun her iki kanadında
bulunuyordu. Onların görevi düşmanı aralıksız saldırılarla yormak ve asker
alayını gizlemekti.
39. Güneş, bronz ve altın zırhların üzerinde parlayınca bu parıltı
dağlara aksetti ve ateşten meşaleler gibi ışın saçtı.
40. Kralın ordusunun bir kısmı dağlardaydı, geri kalanı ise aşağıda
vadideydi. Bütün güçler düzenli ve kendine güvenir biçimde ilerliyordu.
41. Bu büyük kalabalığın yaptığı gürültü, ilerleyen askerlerin
gümbürtüsü ve zırhların çıkarttığı madeni ses herkesi titretti, çünkü çok büyük
ve güçlü bir orduydu.
42. Yahuda ile ordusu savaşmak için ilerledi ve kralın ordusundan
altı yüz kişi öldü.
43. Avaran diye çağrılan Elazar fillerden birinin öbürlerinden
daha yüksek olduğunu ve krala özel süslü örtü ile örtüldüğünü görünce, kralın
bu file bindiğini düşündü.
44. Ulusunu kurtarmak için kendini feda etti ve adı sonsuza dek
yaşadı.
45. Alayı yararak yiğitçe file saldırdı. Bunu yaparken sağa sola
ölüm saçıyordu. Bu şiddetli saldırı karşısında düşman dağıldı,
46. o hızla filin altına fırladı, kılıcını hayvana sapladı ve onu
öldürdü. Fil onun üstüne yığıldı ve o da hemen oracıkta öldü.
47. Yahudiler, kralın ne denli güçlü olduğunu ve ordularının
yabanıl durumunu gördüler ve geri çekildiler.
48. Kralın ordusu Yeruşalim'in önünde onlarla karşılaşmak üzere
ilerledi. Kral, Yahuda ve Siyon Dağı'nı ele geçirdi.
49. Beytsur halkına barış antlaşması önerdi ve halk kenti
boşalttı. Kentte bir kuşatmaya karşı koymak için gereken besin yoktu. Çünkü
ülkede kutsal dinlenme yılı yaşanıyordu.
50. Beytsur'u ele geçiren kral oraya bir garnizon atadı.
51. Tapınağa uzun süre saldırdı, ateş etmek amacıyla yüksek yerler
yapıp saldırı düzenine geçti. Ateş atıcılar ve mancınıklar, okları boşaltacak
ucuna demir parçaları takılı kamçılar ve katapultlar hazırladı.
52. Bunun üzerine saldırıya uğrayanlar da önlemler aldılar ve
böylece direnişlerinin süreci uzadı.
53. Ama besinleri yoktu, çünkü yedinci yıldaydılar ve putperestlerden
kaçıp Yahudiye'ye sığınanlar besinlerini tüketmişlerdi.
54. Başgösteren şiddetli açlık nedeniyle kutsal yerde ancak bir
kaç kişi kalmıştı. Geri kalanlar dağılmış, evlerine dönmüşlerdi.
55. O arada Kral Antiyokus'un ölümünden önce oğlu Antiyokus'u
tahta hazırlaması için atadığı Filip,
56. kralla giden askeri kuvvetlerle birlikte Pers ülkesinden ve
Medya'dan geri dönmüştü. İşlerin yönetimini ele almayı tasarlıyordu.
57. Bunu duyan Lisias derhal gitmeye karar verdi ve krala, ordu
generallerine, askerlere şöyle dedi: "Gün geçtikçe daha zayıf duruma düşüyoruz.
Besinimiz azaldı ve saldırdığımız yer güçlü savunma önlemleri almış durumda.
Ayrıca krallığın işlerine de zaman ayırmamız gerek.
58. Bu insanlara dostluk elini uzatalım, kendileriyle ve tüm
uluslarıyla barış yapalım.
59. İzin verelim de geleneklerini eskisi gibi sürdürsünler. Onların
böyle davranmalarının nedeni bu gelenekleri kaldırmamızdır."
60. Kral ve komutanları bu görüşü onayladılar ve Lisias Yahudiler'e
barış önerdi, onlar da bu öneriyi onayladılar.
61. Kral ve generalleri ant içerek antlaşmayı onayladı. Kuşatma
altında olanlar kaleden çıktı.
62. Sonra kral Siyon Dağı'na çıktı. Ama orasının ne denli ele
geçirilemez olduğunu görünce yeminini bozdu ve etrafı çeviren duvarın yıkılmasını
buyurdu.
63. Ardından çarçabuk çadırı bozdu ve Antakya'ya çekildi. Orada
Filip'in kenti ele geçirmiş olduğunu gördü. Kral Antiyokus onunla savaştı ve
kente saldırarak ele geçirdi.