BÖLÜM 16

1. Ardından Yuhanna Gazar'dan yukarı gitti. Sendebeus'un et­kinliklerini babası Simon'a bildirdi.
2. Bunun üzerine Simon iki büyük oğlu Yahuda'yla Yuhanna'yı çağırıp şöyle dedi: "Ben, erkek kardeşlerim ve ba­bamın ev halkı gençliğimizden bugü­ne dek İsrail'in düşmanlarıyla savaş­tık. Yönettiğimiz girişimler başarıya ulaştı ve çoğu kez İsrail'i kurtardık.
3. Ama artık yaşlandım, oysa siz büyü­dünüz. Benim ve erkek kardeşlerimin yerine geçin, gidip ulusumuz için sa­vaşın, Tanrı yardımcınız olsun."
4. Ardından Simon ülkede yirmi bin savaşçı ve atlı asker seçti. Sendebeus'a karşı yola çıktılar. Geceyi Modin'de geçirdiler.
5. Erkenden kalkıp ovaya girdiler, karşılarında yaya ve atlı askerlerden oluşan büyük bir ordu buldular. Ancak aralarında bir dere vardı.
6. Yuhanna adamlarıyla beraber onların karşısına dikildi. Askerlerinin dereyi geçmekten korktuklarını gö­rünce ilk önce kendisi karşıya geçti. Yuhanna'nın dereyi geçtiğini gören askerleri onu izlediler.
7. Yuhanna ya­ya askerleri ikiye böldü, atlı askerleri de ortada bıraktı. Çünkü düşmanın at­lı askerleri çok kalabalıktı.
8. Borular çalındı, Sendebeus'la ordusu yenilgi­ye uğradı. Çok sayıda asker öldü, geri kalanı da kaleye sığındı.
9. O sırada Yuhanna'nın kardeşi Yahuda yaralan­dı, ama Yuhanna Sendebeus'un güç­lendirdiği Kedron'a varıncaya dek onların peşinden gitti.
10. Kaçanlar Azotusun çevresindeki kulelere dek gittiler. Yuhanna bu kaleleri ateşe verdi. Düşman on bin asker kay­betmişti. Yuhanna güvenlik içinde Yahudiye'ye döndü.
11. Abubus oğlu Ptolemi, Eriha Ovası'na askeri vali atanmıştı. Onda çok al­tın ve gümüş vardı.
12. Başkâhinin dama­dıydı. 
13. Tutkularına yenildi. Tüm ülke­yi buyruğu altına almak umudundaydı. Bu yüzden Simon'la oğullarının yıkımı­nı tasarlamaya başladı.
14. Ülkedeki kent­leri baştan aşağı denetleyen ve yöneti­mi ile ilgilenen Simon yüz yetmiş yedi yılının on birinci ayında, Şebat ayında oğulları Matatiyas ve Yahuda ile bir­likte Eriha'ya gelmişti.
15. Abubus oğ­lu Ptolemi, Dok adındaki küçük bir ka­lede onlara tuzak kurdu. O kaleyi ken­disi yaptırmıştı. Orada onlara büyük bir şölen verdi. Adamlarını gizlice her tara­fa doldurmuştu.
16. Simon'la oğlu sar­hoş olunca, Ptolemi adamlarıyla bera­ber ayağa fırladı, silaha sarılıp şölen odasında Simon'a saldırdı. Onu, iki oğ­lunu ve hizmetçilerinden bazılarını öl­dürdüler.
17. Böylece Ptolemi büyük bir ihanette bulundu. İyiliğe kötülükle kar­şılık verdi.
18. Ptolemi bir rapor yazarak olup bitenleri krala bildirdi. Durumunu sağ­lamlaştırmak için kendisine yeni kuv­vetler gönderileceğini ve kentlerle eya­letin kendisine verileceğini umut edi­yordu.
19. Yuhanna'yı öldürmeleri için Gazar'a adamlar gönderdi. Komutan­lara yazılı buyruklar ileterek yanına gelmelerini, kendilerine altın, gümüş ve çeşitli armağanlar vereceğini bil­dirdi.
20. Yeruşalim'i ve tapınağın bu­lunduğu dağı ele geçirmeleri için baş­ka adamlarını da oraya gönderdi.
21. Ama biri daha önce davranmıştı ve Gazar'da bulunan Yuhanna'ya babası ile erkek kardeşlerinin öldürüldüğünü bildirmişti. Şunları eklemişti: "Ptolemi, seni de öldürmeleri için adamları­nı buraya gönderiyor!"
22. Yuhanna olup bitenleri duyunca çok etkilenmişti, ama onu öldürmek için gelen adamları ça­bucak tutuklattı ve öldürttü. Çünkü onların kıyıcı tasarılarını öğrenmişti.
23. Yuhanna'nın öbür etkinlikleri, gi­riştiği savaşlar, elde ettiği başarılar, yaptığı kent duvarları ve tüm girişim­leri,
24. başkâhin olarak babasının yeri­ne geçtiği günden itibaren olaylar ta­rihinde yazılmış bulunmaktadır.

BÖLÜM 15

1.  Kral Dimitrios oğlu Antiyokus, denizdeki adalardan Yahudiler'in başkanı Başkâhin Simon'a ve tüm ulusa bir mektup gönderdi,
2. Mektubun içeriği şöyleydi: "Kral Antiyokus'tan başkan ve Başkâhin Si­mon'a, Yahudi ulusuna selamlar!
3. Ba­zı alçak kişiler atalarımızın krallığını ele geçirdi. Ben bu krallığı geri iste­meyi ve onu eski durumuna getirmeyi düşünüyorum. Bu tasarıya uygun ola­rak büyük ordular topladım ve savaş gemileri hazırladım.
4. Çünkü ülkede çıkartma yapmayı ve ülkemi yıkıp krallığımda çok sayıda kenti yerle bir eden kişilerle uğraşmayı düşünüyo­rum.
5. Bu nedenle benden önceki kral­ların size tanıdığı vergi özgürlüğünü ve öbür tüm ayrıcalıkları onaylıyo­rum.
6. Kendi paranızı basmanıza izin veriyorum. Bastığınız para ülkenizde geçerli para olacaktır.
7. Yeruşalim'e ve tapınağa özgürlük tanıyorum. Yap­mış olduğunuz silahlar ve yapıp da şimdi ele geçirdiğiniz tüm kaleler si­zin olarak kalacaktır.
8. Krallık hazine­sine şimdi veya gelecekte olan tüm borçlar şu andan başlayarak sonsuza dek hükümsüz olacaktır.
9. Krallığımı­zı ele geçirdiğimiz zaman sizi, ulusu­nuzu ve tapınağı o denli onurlandıra­cağız ki, ününüz tüm dünyaya yayılacaktır."
10. Yüz yetmiş dört yılında Antiyo­kus atalarının ülkesine savaş açtı. Tüm ordular onu izledi, Trifo'nun yanında çok az kişi kaldı.
11. Antiyokus ülkesi­ni zorla alan Trifo'nun peşine düştü, o da kıyıdaki Dor'a sığındı.
12. Çünkü birbiri ardından gelen sıkıntılara ne­den olduğunu ve askerlerinin kaçtığı­nı biliyordu.
13. Antiyokus yüz yirmi bin savaşçı ve sekiz bin atlı askerle Dor'un karşısında kamp kurdu,
14. ken­ti kuşattı. Öte yandan gemiler deniz­den kuşatma yaptılar, böylece kente karadan ve denizden saldırıyordu. Hiç kimse kente giremiyor ya da kentten dışarı çıkamıyordu.
15. Bu arada Numenius ve arkadaş­ları çeşitli krallara ve devletlere yazıl­mış mektuplarla birlikte Roma'dan döndüler. Mektupların içeriği şöyley­di:
16. "Romalılar' ın konsülü Lukiustan Kral Ptolemi'ye selamlar!
17. Yahu­di elçileri var olan dostluk antlaşma­mızı Başkâhin Simon'la Yahudi ulusu­nun adına yenilemek için dostlarımız ve müttefiklerimiz olarak bize geldi­ler.
18. Bin mina ağırlığında bir altın kalkan getirdiler.
19. Biz de çeşitli kral­lara ve devletlere yazmaya karar ver­dik. Onları rahatsız etmemelerini, onla­ra, kentlerine ve ülkelerine saldırma­malarını ya da saldırganlarla işbirliği yapmamalarını istedik.
20. Getirdikleri kalkanı kabul etmeye karar verdik.
21. Düzenbaz kişiler ülkelerinden kaçıp size sığınmışlarsa, onları Başkâhin Si­mon'a teslim edin, o da yasalara göre o kişileri cezalandıracaktır."
22. Konsül aynı mektubu Kral Dimitrios'a, Attalus, Ariarates ve Arsases'e gönderdi.
23. Tüm devletlere, bu arada Sampsames'e, Ispartalılar'a, Delos'a, Mindos'a, Sikyon'a, Kariya'ya, Sakız Adası'na, Pamfilya'ya, Likya'ya, Halikarnas'a,
Rodos'a, Faselide'ye, Kos'a, Side'ye, Aradus'a, Gortina'ya, Knidus'a, Kıbrıs'a ve Kirene'ye gönder­di.
24. Ayrıca Başkâhin Simon için de bir kopya gönderildi.
25. Bu arada Antiyokus Dor dolay­larını ikinci kez ele geçirdi. Kente sü­rekli olarak asker birliğinden ayrılan kolları gönderiyordu. Kuşatma düzeni aldı ve Trifo'nun giriş çıkışını önledi.
26. Simon savaşta onu desteklemek için Antiyokus'a seçilmiş iki bin asker, gü­müş, altın ve çok sayıda donanım gön­derdi.
27. Ama Antiyokus bunları ka­bul etmedi. Onun yerine Simon'la da­ha önce yaptığı tüm antlaşmaları fes etti, Simon'a karşı tutumunu tümüyle değiştirdi.
28. Dostlarından biri olan Atenobius'u görüşmek üzere Simon'a gönderdi. Atenobius şunları söyleye­cekti: "Siz şimdi Yafa'yı, Gazar'ı ve Yeruşalim Kalesi'ni işgal ediyorsunuz. Buraları krallığımın kentleridir.
29. Bu­raları yerle bir ettiniz ve ülkeye çok za­rar verdiniz. Krallığıma ait olan bir çok yeri ele geçirdiniz.
30. Şimdi aldığınız kentleri ve Yahudiye'nin sınırları dı­şında aldığınız yerlerin gelirini ya bana verirsiniz
31. ya da neden oldu­ğunuz yıkımı karşılamak için bana beş yüz talant gümüş ödeyiniz. Kentlerin geliri için de beş yüz talant daha öde­yiniz, yoksa gelip sizinle savaşacağız."
32. Kralın dostlarından Atenobius Yeruşalim'e varıp Simon'un görkemini, altın ve gümüş kaplama, cam raflı dolabını ve yanında bulunan çok sayı­da kişiyi görünce şaşakaldı. Kralın me­sajını ona iletti.
33. Ama Simon ona şu yanıtı verdi: "Biz yabancı bir ülkeyi ele geçirmedik, bizim olmayan mala el koymadık, ancak atalarımızın mirasını aldık. Düşmanlarımız bir süre için haksız bir biçimde ve zorla elde etmişlerdi.
34. Şimdi uygun fırsat varken, biz sadece atalarımızın mira­sına konuyoruz.
35. Yafa ve Gazar'a ge­lince, bu kentlerin halka büyük kötü­lük ettiğini ve çevreyi yıktığını söylü­yorsunuz. Bunlar için yüz talant öde­meye hazırız."
Atenobius hiç bir şey söylemeden,
36. öfkeyle krala gitti, Simon'un yanıtını ve görkemini ona bildirdi. Tüm gör­düklerini ona bildirince kral büyük öfkeye kapıldı.
37. Trifo bir gemiye binip Ortosya'ya kaçtı.
38. Kral, Sendebeus'u kıyı bölge­si başkomutanı olarak atadı, ona yaya ve atlı askerler verdi.
39. Askerleriyle Yahudiye karşısında yer tutmasını ona buyurdu. Kedron'u güçlendirip kapı­larını sağlamlaştırması konusunda ona yönerge verdi ve halkla savaş duru­munda olmasını istedi. Sonra kral Trifo'nun peşinden gitti.
40. Sendebeus Yamniya'ya gelip insanları tedirgin etmeye başladı. Yahudiye'yi ele ge­çirdi, insanları tutuklayıp kılıçtan ge­çirdi.
41. Kedron'u güçlendirdi, orada yaya ve atlı askerler bulundurdu. Bun­lar yarma hareketi yaptılar ve Yahudiye'nin yollarında askeri devriye gez­diler. Böylece kralın yönergesine uyul­du.

BÖLÜM 14

1. Yüz yetmiş iki yılında Kral Dimitrios kuvvetlerini topladı ve yardım almak için Medya'ya yürüdü. Amacı Trifo'yla savaşmaktı.
2. Pers ve Med Kralı Arsases, Dimitrios'un top­raklarına girdiğini duyunca, onu canlı olarak ele geçirmesi için generallerin­den birini görevlendirdi.
3. General yo­la çıkıp Dimitrios'un ordusunu yendi, sonra onu yakalayıp Arsases'e getirdi. Arsases de Dimitrios'u tutukevine ka­pattı.
4. Simon'un yönetiminde ülke barış içinde yaşadı, O ulusunun iyiliğini istedi. Herkes onun yönetiminden Ve yaşamındaki görkemden kıvanç duyuyordu.
5. Tüm görkemini bütünlemek için Yafa'yı ele geçirdi ve orası liman oldu. Böylece denizdeki adalara ulaştı.
6. Ulusunun sınırlarını genişletti, Ülkesinde yönetimini sürdürdü.
7. Tutsakların çoğunu yeniden yerleştirdi, Gazar'ı, Beytsur'u ve kaleyi yeniden ele geçirdi. Temiz olmayan şeyleri oradan attı, Hiç kimse ona karşı koyamadı.
8. Barış içinde ülkelerini ekip biçtiler, Toprak, ovadaki ağaçlar ürün verdi.
9. Yaşlılar sevinçle sokaklarda oturdular, Ülkelerindeki bolluğu konuştular. Gençler süslü giysiler giyip silah taşıdılar.
10. O, kentlerde besin bulundurdu, Ünü dünyanın öbür ucunda duyuluncaya dek Kentleri güçlendirdi.
11. Ülkede barışı korudu, İsrail büyük sevinç duydu.
12. Her vatandaş kendi asmasının ve incir ağacının altında oturdu, Halkı kaygılandıracak hiç kimse yoktu.
13. Ülkede onlarla savaşacak bir tek düşman kalmadı, O günlerde krallar ezildi.
14. O, ulusunun rütbece ve mevkice aşağı olan Kişilerini güçlendirdi, Yasaya uymayanları Ve kötü insanları ülkeden uzaklaştırdı. Yasaya uymak için çaba gösterdi,
15. Tapınağa yeni bir görkem kattı, Tapınağı kutsal taslarla doldurdu.
16. Yonatan'ın ölümü Roma'da ve daha sonra Isparta'da duyulunca her­kes çok üzüldü.
17. Ama kardeşi Si­mon'un, Yonatan'ın yerine başkâhin olduğu ve ülkeyi yönettiği öğrenilin­ce,
18. erkek kardeşleri Yahuda ve Yonatan'la yaptıkları dostluk ve ittifak antlaşmasını yenilemek amacıyla Si­mon'a bronz yazıtlar gönderdiler.
19. Bu belge Yeruşalim'de kurulda okundu.
20. Ispartalılar'ın gönderdiği mektubun örneği aşağıdadır: "Başkâhin Simon'a, Yahudiler'in ileri gelenlerine, kâhinlerine ve tüm ulusa Isparta Kenti'nden ve yönetici­lerinden selamlar!
21. Ulusumuza gön­derdiğiniz elçiler ne denli ünlü ve onur­lu olduğunuzu bize bildirdiler. Onla­rın ziyareti bizi sevindirdi.
22. Onların bildirisi toplantılarımızın tutanağında şöyle kaydedildi: Antiyokus oğlu Numenius ve Yason oğlu Antipater Ya­hudiler'in elçileri olarak, bizimle dost­luklarını yenilemek amacıyla bizi zi­yaret ettiler.
23. Bu önemli kişileri onur­landırmak ulusumuzu sevindirdi ve bil­dirilerinin bir kopyası genel arşive kondu. Böylece Isparta halkında bu bildirinin bir kaydı bulunacaktır. Ay­rıca Başkâhin Simon için de bir kop­ya çıkarttık."
24. Ardından Simon Romalılar'la yapılan antlaşmayı sağlama bağlamak amacıyla Numenius'u Roma'ya gön­derdi. Numenius beraberinde yaklaşık bin mina ağırlığında altından büyük bir kalkan götürüyordu.
25. Olup biteni öğrenen halk şöyle dedi: "Simon'a ve oğullarına ne denli değer verdiğimizi nasıl anlatacağız?
26. Asla yılmadı, ne o, ne erkek kardeş­leri, ne de baba ocağından olanlar. İs­rail'in düşmanlarıyla savaştılar, onları yenip İsrail'in özgürlüğünü sağladı­lar." Ardından Siyon Dağı'nda kolon­lar üzerine bronz yazıtlar astılar.
27. Ya­zının örneği aşağıdadır: "Başkâhin Simon'un üçüncü yılı­na rastlayan yüz yetmiş iki yılında, Elul ayının on sekizinde Asaramel'de,
28. kâhinlerle halkın, ulusun önderlerinin ve ülkenin ileri gelenlerinin top­landığı büyük kurulda bize aşağıdaki bilgiler verilmiştir:
29. Ülkede sık sık savaş olduğu gün­lerde, Yoarib soyundan gelen Matatiyas oğlu Simon'la erkek kardeşleri tehlikeye göğüs gerdiler. Yasa ile ta­pınağın bütünlüğünü korumak ama­cıyla düşmana karşı koydular. Böyle­ce uluslarını büyük üne kavuşturdu­lar.
30. Yonatan ulusunu canlandırdı ve başkâhin oldu. Ardından ulusunu bir araya getirdi.
31. Düşmanları ülkelerini ele geçirmeyi tasarladı. Amaçları ül­keyi yıkmak ve tapınağı yerle bir et­mekti.
32. Sonra Simon, ulusu için sa­vaşmak üzere ortaya çıktı. Ulusunun savaşan erkeklerini silahlandırmak ve ücretlerini ödemek için mal varlığının çoğunu gözden çıkardı.
33. Yahudiye'yi ve Yahudiye'nin sınırındaki Beytsur'u güçlendirdi. Düşmanın askeri dona­tım deposu eskiden oradaydı. Oraya Yahudi askerlerinden oluşan bir gar­nizon bıraktı.
34. Bundan öte kıyıda Yafa'yı, Azotus'un kıyısında Gazar'ı güçlendirdi. Düşman eskiden burada kalıyordu. Oraya bir Yahudi yerleşim bölgesi kurdu ve yaşamlarını sürdüre­bilmeleri için tüm gereksinimlerini karşıladı.
35. "Halk Simon'un inancını gördü ve ulusu için onur kazanmak istediği­ni anladı. Ulusunun hakkını gözetme­si, inançlı oluşu ve ulusunun onurunu arttırmaya çalışması nedeniyle Si­mon'un önderleri olmasını istediler ve onu başkâhin atadılar.
36. O süreç içerisinde ve onun yönetiminde put­perestleri ülkeden sürmeyi başardılar. Bunların içinde Yeruşalim'de, Davut Kenti'nde oturanlar da vardı. Bu put­perestler orasını bir kale gibi kullanıp toplu olarak geziye çıkıyor, tapınağın çevresini kirletip kutsal niteliğini bo­zuyorlardı.
37. Simon oraya Yahudi as­kerlerini yerleştirdi. Ülkeyle kenti ko­rumak amacıyla orayı güçlendirdi, Yeruşalim'in duvarlarını yükseltti.
38. "Bunun sonucu olarak, Kral Dimitrios Simon'un başkâhinliğini onay­ladı.
39. Onu dostlarından biri yaptı ve onu pek çok onurlandırdı.
40. Kral Dimitrios Romalılar'ın Yahudiler'e dost, müttefik ve kardeş dediklerini, Si­mon'un elçilerini onurlandırdıklarını duymuştu.
41. "Bundan öte Yahudiler ve kâ­hinleri, güvenilir bir peygamber orta­ya çıkıncaya kadar Simon'un sürekli önderleri ve başkâhinleri olması ko­nusunda anlaşmışlardı.
42. Simon ayrı­ca onların vekili olup tapınak için so­rumlu olacak, yapıyı kontrol edecek görevlileri atayacaktı. Ayrıca ülkeyi yönetecek, askeri donatım deposuyla kaleleri kontrol edecek kişileri ataya­caktı.
43. Simon tapınağın yöneticisi ola­cak, herkes ona boyun eğecekti. Ül­kedeki tüm resmi belgeler onun adına yazılacaktı. Simon mor renkte giysiler giyinecek, altın süsler takacaktı.
44. "Ulusundan ya da kâhinlerden hiç kimse bu maddelerden hiçbirini ortadan kaldıramaz, verdiği kararlara karşı koyamazdı. Hiç kimse onun izni olmadan ülkenin herhangi bir yerinde toplantı yapamaz ya da mor renkte giysi giyinip altın broşu takamazdı.
45. Bu maddelerin herhangi birine karşı gelen ya da bu maddeleri reddeden ki­şi yasalara karşı sorumlu olurdu."
46. Halkın tümü bu kararlara uya­rak yönetme yetkisini Simon'a ver­mişti.
47. Simon başkâhin olmayı, as­keri danışmanlık yetkisini kullanmayı, Yahudiler'le kâhinlerinin başkanı olmayı ve tümüne başkanlık etmeyi kabul etti.
48. Bu bildirinin bronz yazıt­lara yazılıp tapınak yöresinde göze çarpan bir yere konmasını,
49. bu bil­dirinin kopyalarının hazinede bulun­durulmasını ve Simon'la oğullarına verilmesini buyurdular.

BÖLÜM 13

1. Trifo'nun Yahudiye ülkesini ele geçirip yok etmek amacıy­la büyük bir ordu topladığını duyan Simon,
2. halkın korkudan titrediğini görünce Yeruşalim'e gitti. Halkı top­layıp
3. onlara şöyle öğüt verdi: "Ge­rek benim, gerekse erkek kardeşle­rimle babamın ailesinin yasalarla ta­pınak için neler yaptığımızı siz de bi­liyorsunuz. Yaşadığımız savaşları ve çektiğimiz çileleri biliyorsunuz.
4. Bu nedenle tüm kardeşlerim İsrail için öl­dü, geriye bir ben kaldım.
5. İşkence yapıldığı zaman kendi canımı düşün­mek bana uymayan bir davranıştır. Çünkü ben erkek kardeşlerimden daha değerli değilim.
6. Ulusumun, tapı­nağın ve eşlerinizle çocuklarınızın öcü­nü almayı yeğ tutarım. Çünkü tüm put­perestler kötülükleriyle bizi yok et­mek için birleştiler."
7. Simon'un söylediklerini duyunca halk canlandı
8. ve ona şöyle bağırdı: "Yahuda'nın ve kardeşin Yonatan'ın yerine geçecek olan önderimiz sensin.
9. Savaşlarımıza katılırsan, sen ne der­sen onu yaparız."
10. Bunun üzerine Simon tüm savaşçıları topladı, Yeruşalim duvarlarının yapımının tez elden bitmesini sağladı. Böylece tüm çevre­yi güçlendirdi.
11. Avşalom oğlu Yo­natan'ın komutasında Yafa'ya büyük bir kuvvet gönderdi. Yonatan Yafa'yı ele geçirip orada oturanları kentten sürdü.
12. Trifo Yahuda ülkesini ele geçir­mek üzere Ptolemais'ten büyük bir orduyla ayrıldı. Yanında tutsak olan Yonatan'ı da beraberinde götürdü.
13. Simon'sa ovanın karşısında, Adidada kamp kurdu.
14. Simon'un, kardeşi Yonatan'ın yerine geçtiğini ve kendi­siyle savaşmayı tasarladığını duyan Trifo, Simon'a ulaklarla şu mesajı gönderdi:
15. "Kardeşin Yonatan'ın kra­liyet hazinesine bulunduğu görevler­den ötürü borcu vardı. Bu nedenle onu alıkoyduk.
16. Bize yüz talant gü­müş ve Yonatan'ın iki oğlunu rehine olarak gönderirsen onu serbest bıra­kırız. Böylece salıverilince, Yonatan'ın bize başkaldırmayacağı yönünden gü­vence istiyoruz."
17. Simon, bu mesajın bir düzen ol­duğunu anladı. Ancak ulusunun ken­disinden nefret etmesinden korktuğu için gerek parayı, gerekse Yonatan'ın iki oğlunu Trifo'ya göndermeye karar verdi.
18. Yoksa insanlar Trifo'nun is­tediği parayı ve iki çocuğu Simon göndermediği için Yonatan'ın öldü­rüldüğünü söyleyebilirdi.
19. Bu neden­le Simon iki çocuğu ve yüz talant gü­müşü gönderdi, ama Trifo sözünde dur­madı ve Yonatan'ı salıvermedi.
20. Ar­dından Trifo ülkeyi ele geçirip yıkma­ya başladı. Adora'da dolambaçlı yol­lardan gitti, ama bulunduğu her gi­rişimde Simon'la ve ordusuyla karşı­laştı.
21. Kalede bulunan kişiler Trifo'ya ulaklar göndermeyi sürdürdüler. Çöl­den geçerek onlara ulaşmasını ve be­sin göndermelerini istediler.
22. Trifo, oraya gitmek amacıyla tüm atlı asker­lerini topladı. Ama o gece çok kar yağdı ve Trifo kar nedeniyle yola çık­amadı. Ardından çadırını bozdu ve Gilat'a doğru ilerledi.
23. Baskama'ya yaklaşırken Yonatan'ı öldürdü ve Yo­natan oraya gömüldü.
24. Trifo geri dö­nüp ülkesine gitti.
25. Simon, Yonatan'ın kemiklerinin toplanmasını buyurdu. Onu atalarının kenti Modin'de gömdü.
26. Tüm İsrail Yonatan için yas tuttu ve uzun süre onun için ağladı.
27. Simon babasıyla kardeşlerinin mezarı üstüne göze çar­pan yüksek bir anıt yaptırdı. Anıtın önüne ve arkasına cilalı taşlar kullan­dı.
28. Ayrıca annesi, babası ve dört kardeşi için karşı karşıya yedi piramit yaptırdı.
29. Piramitleri birer kaide üze­rine yaptırdı ve çevrelerine yüksek ko­lonlar koydurttu. Ailesinin anısına, kolonların üstünü bir silah takımını gösteren oymalarla süsledi. Silahlar­dan başka, denizde yolculuk edenlerin görebileceği gemi yontuları yaptırdı.
30. Modin'de böyle bir anıt yapıldı. Bu anıt şimdiye dek oradadır.
31. Trifo, genç Kral Antiyokus'a kar­şı kötü davranıp onu öldürttü.
32. Onun tahtını zorla aldı, Asya tacını giydi ve ülkeyi kırıp geçirdi.
33. Simon Yahudiye'de kaleler yaptırdı, çevrelerine yük­sek kuleler, büyük duvarlar ve sürgülü kapılar yaptırdı. Bu kaleleri besinle doldurdu.
34. Ardından Kral Dimitrios'a bir kurul gönderip ülkesi için yardım istedi. Çünkü Trifo her şeye el koyu­yordu.
35. Kral Dimitrios Simon'un is­teğine aşağıdaki mektupla yanıt ver­di:
36. "Kral Dimitrios'tan kralların dos­tu Başkâhin Simon'a ve Yahudi ulusuyla ileri gelenlerine selamlar!
37. Bi­ze gönderdiğiniz altın taç ve hurma dalı bizi sevindirmiştir. Sizinle genel bir barış yapmaya taraftarız ve yükü­nüzü hafifletmek amacıyla yöneticile­re yazacağız.
38. Sizlerle ilgili tüm bil­dirilerimiz yürürlüktedir. Yaptırdığı­nız kaleler sizin olacaktır.
39. Bugüne dek bilerek ya da bilmeyerek işlenen tüm suçları bağışlıyoruz. Borcunuz olan taç vergisini de bağışlıyoruz. Yeruşalim'de ödenmesi alışılagelmiş tüm vergileri kaldırıyoruz.
40. Aranızda ko­ruma askeri olabilecek yetenekte kişi­ler varsa, gelip koruma askerlerimiz arasına katılsınlar ve aramızda barış olsun."
41. Yüz yetmiş yılında İsrail'de put­perestlerin yönetimi sona erdi.
42. Halk, belgelerine, antlaşmalarına şöyle yaz­maya başladı: "Önder, askeri vali ve büyük Başkâhin Simon'un birinci yı­lında..."
43. O arada Simon Gazar'ı kuşatıp etrafını askerleriyle çevirdi. Hareket eden bir kule yaptırıp kente dek ge­tirtti. Kale burçlarından birinde bir gedik açtı ve orayı ele geçirdi.
44. Ha­reket eden kulede bulunan askerler kentin içine atladı. Ardından büyük bir karışıklık baş gösterdi.
45. Kentin er­kekleri eşleri ve çocuklarıyla birlikte yırtılan giysileriyle kale duvarlarına tırmandılar ve kendileriyle barış yap­ması için Simon'a yüksek sesle yal­vardılar.
46. Şöyle dediler: "Bize suçu­muza göre davranma, sevecenliğin uyarınca merhametini göster."
47. Simon onlarla anlaşıp savaşı durdurdu, ama onları kentten sürdü. Putlarla dolu ev­leri temizletti. Ardından övgü dolu ez­gilerle kente girdi.
48. Temiz olmayan her şeyi kentten uzaklaştırdı, yasaya saygı gösteren kişileri oraya yerleştir­di ve kenti güçlendirip orada kendisi için bir ev yaptırdı.
49. Yeruşalim Kalesi'nde yaşayan­lar, alışveriş için ülkede dolaşamadıklarından ötürü, büyük ölçüde besin gereksinimi duyuyorlardı. Hatta bun­lardan birçoğu ölmüştü.
50. Simon'dan kendileriyle barış yapmasını dilediler. O da bunu onayladı, ama onları sürdü ve kaleyi pisliklerden temizledi.
51. Yüz yetmiş bir yılının ikinci ayının yirmi üçüncü gününde Yahudiler içeri girdi. Alkışlarla ve ellerindeki hurma dalla­rıyla geldiler. Arplar çalındı, büyük zil­lerin, kanuna benzer çalgıların sesi duyuldu. Ezgiler ve Mezmur besteleri okundu. Çünkü büyük bir düşman ezilip İsrail'den atılmıştı.
52. Simon her yıl o günün bayram olarak kutlanaca­ğını bildirdi. Kalenin etrafında tapına­ğın bulunduğu tepeyi güçlendirdi ve askerleriyle oraya yerleşti.
53. Oğlu Yuhanna'nın erkeklik çağına geldiğini gören Simon, onu tüm askeri güçlerin komutanı atadı. Yuhanna Gazar'da ya­şadı.

BÖLÜM 12

1. Yonatan koşulların kendisi için elverişli olduğunu görünce, Ro­malılar'la dostluk antlaşmasını onay­lamak ve yenilemek için Roma'ya seç­kin bir kurul gönderdi.
2. Aynı amaçla Ispartalılar'a ve çeşitli yerlere mektup gönderdi.
3. Ulaklar Roma'ya varınca senatoya gidip şu açıklamayı yaptılar: "Başkâhin Yonatan ve Yahudi ulusu onlarla dostluk ve ittifak antlaşmasını yenilemeniz için bizi gönderdiler."
4. Romalılar da Yahuda ülkesine gü­venle varabilmeleri için ulakların eli­ne himaye belgesi niteliğinde mek­tuplar verdiler.
5. Yonatan'ın Ispartalılar'a yazdığı mektubun örneği şöyledir:
6. "Başkâ­hin Yonatan, ulusun senatosu, kâhin­ler ve tüm Yahudi ulusundan Ispartalı kardeşlerine selamlar!
7. Geçmişte kral­larınızdan biri olan Areyos tarafından Başkâhin Oniyas'a bir mektup gönde­rilmişti. O mektup kardeş olduğumu­zu bildiriyordu. Size o mektubun bir örneğini gönderiyoruz.
8. Oniyas elçi­nizi onurlandırdı ve mektubu kabul etti. Söz konusu mektup dostluk ve antlaşmadan söz ediyordu.
9. Bize ge­lince, elimizdeki Kutsal Kitaplar bizi avutmaktadır. Ama bunlara gereksin­memiz olmamasına karşın,
10. sizinle kardeşçe dostluğumuzu yenilemek is­tiyoruz. Sizin için bir yabancı olmak istemiyoruz. Çünkü bize söz konusu mektubu gönderdiğinizden beri çok zaman geçti.
11. Ancak şunu bilmenizi istiyoruz, sürekli olarak, her fırsatta, bayramlarımızda ve önemli günleri­mizde dua ederken ve kurban keser­ken sizi anımsıyoruz. Gerçekten kar­deşleri anımsamak uygundur ve böyle olması gerekir.
12. Ününüz bizi sevin­diriyor.
13. Bize gelince, pek çok sıkın­tı geçirdik, savaşlara katıldık ve çev­redeki krallar bizimle savaştı.
14. Bu savaşlar sürerken sizi ya da öbür dost ve müttefiklerimizi tedirgin etmek is­temedik.
15. Ama şimdi, Tanrı'nın yar­dımıyla düşmanlarımızdan kurtulduk ve alçalan onlar oldu.
16. Biz de Antiyokus oğlu Numenius'la Yason oğlu Antipater'i Romalılar'la eskiden var olan dostluk ve ittifak antlaşmasını yenilemek için Roma'ya göndermeyi uygun bulduk.
17. Onlara sizi ziyaret etmelerini, sizinle selamlaşmalarını bu­yurduk ve kardeşliğimizin yenilenme­siyle ilgili mektubumuzu size verme­lerini istedik.
18. Bize bir yanıt gönde­rirseniz size gönül borcu duyarız."
19. Oniyas'a gönderilen mektubun örneği şöyledir:
20. "lsparta Kralı Areyos'tan Başkâhin Oniyas'a selamlar!
21. Ispartalılar'la Yahudiler'i ilgilendi­ren bir belgeden onların kardeş olduk­ları ve İbrahim soyundan geldikleri anlaşılmıştır.
22. Bunu öğrendiğimize göre, iyi olduğunuzu bize bildirirse­niz, size gönül borcu duyarız.
23. Size mesajımız şudur: Sürüleriniz ve mal varlığınız bizimdir, bizimkiler de si­zindir. Ulaklarımıza size bu yolda bir mesaj iletmeleri için bilgi veriyoruz."
24. Yonatan, Dimitrios'un general­lerinin kendisiyle savaşmak üzere da­ha büyük bir orduyla geri döndükle­rini öğrendi.
25. Bu nedenle Yonatan Yeruşalim'den ayrıldı, onlarla karşı­laşmak için Hama bölgesine gitti. Yo­natan bu olayı ertelemek istemiyordu, çünkü onların ülkeyi ele geçirmek ama­cıyla hazırlanmalarını istemiyordu.
26. Yonatan düşman kampına casuslar gönderdi. Casuslar geri dönünce Yahudiler'e geceleyin saldırmak üzere düşmanın saf tuttuğunu bildirdiler.
27. Güneş batınca Yonatan, askerleri­nin silahlı olarak nöbet tutmalarını is­tedi. Geceleyin savaşmaya hazır olmalarını bildirdi, kampın çevresine ve ilerisine nöbetçiler koydu.
28. Yonatanla askerlerinin savaşmaya hazır olduğunu öğrenince düşman korktu. Düş­man askerleri titreyen yürekleriyle kamplarında ateş yaktı.
29. Parlayan ateşleri gören Yonatan ve askerleri düşmanın geri çekildiğini ancak sa­bahleyin öğrenebildi.
30. Yonatan peşlerinden gittiyse de onlara yetişemedi, çünkü Eleuterus Irmağı'nı geçmişler­di.
31. Ardından Yonatan yönünü de­ğiştirip Zabadi adındaki Araplar'a saldırdı. Onları yendi ve yağma etti.
32. Sonra Yonatan kampı kaldırıp Şam'a gitti. Oradan tüm ülkeyi dolaştı.
33. O arada Simon da yola çıkmış ve Askalon'la çevredeki kalelere dek ilerlemişti. Ardından Yafa'ya yöneldi, orayı ele geçirmek amacıyla çarçabuk davrandı.
34. Çünkü Yafa halkının bu kaleyi Dimitrios'u destekleyenlere ver­meyi düşündüğünü duymuştu. Simon orada bir garnizon bıraktı.
35. Yonatan geri dönünce ulusun ileri gelen ve deneyimli kişilerini top­lantıya çağırdı ve onlarla birlikte Yahudiye'de kaleler yapmaya karar verdi.
36. Ayrıca Yeruşalim'in duvarla­rını yükseltmeye ve kale ile kent ara­sında yüksek bir engel koymaya karar verdi. Böyle bir engel kaleyi kentten ayıracaktı. Böylece orada yaşayanlar alım satımla uğraşmayacaktı.
37. Kenti yeniden kurmak için toplandılar. Do­ğudaki vadi üzerindeki duvar düş­müştü. Kafenata adındaki bölgeyi onar­dı.
38. O arada Simon Sefela'da Adidayı yeniden kurdu, güçlendirip sürgülü kapılar yaptırdı.
39. Trifo'nun tutkusu Asya Kralı olup taç giymek ve Kral Antiyokus'u zararsız duruma getirmekti.
40. Yonatan'ın ona engel olabileceğini düşü­nüyor ve kaygılanıyordu. Bundan öte, Yonatan'ın kendisiyle savaşabileceği­ni düşünüyordu. Böylece Trifo yola çıkıp Beytşean'a geldi. Yonatan'ı tu­tuklayıp öldürmek için sözde bir ne­den bulmayı umut ediyordu.
41. Yonatan onun yolunu kesmek için yola çıktı, savaşa hazır seçkin kırk bin askerle Beytşean'a geldi.
42. Trifo Yonatan'ın büyük bir kuvvet­le geldiğini görünce ona karşı koyma­ya cesaret edemedi.
43. Bunun üzerine Trifo Yonatan'ı onurlandırdı, tüm dost­larına onu övdü ve ona armağanlar verdi. Dostlarına ve askerlerine Yona­tan'ın buyruklarına kendi buyruklarıymış gibi uymalarını söyledi.
44. Yonatan'a şöyle dedi: "Niçin bu insan­ları yoruyorsun? Aramızda bir savaş tehdidi yok ki.
45. Askerleri evlerine gönder, kendine bir kaç koruyucu as­ker seç ve benimle Ptolemais'e gel. Öbür kalelerle, geri kalan askerlerle ve tüm memurlarla orasını sana dev­redeceğim. Ardından evime dönece­ğim, gerçekten buraya bu amaçla gel­dim."
46. Yonatan ona inandı ve söylediği gibi yaptı. Askerlerini dağıttı, onlar da Yahuda ülkesine geri döndüler.
47. Onunla beraber üç bin asker kaldı. İki bin askeri Galile'de bıraktı, bin as­ker onunla yola devam etti.
48. Ama Yonatan Ptolemais'e girer girmez Ptolemais halkı kapıları kapayıp onu ya­kaladı. Kendisiyle birlikte gelen tüm askerlerini kılıçtan geçirdi.
49. Trifo Yonatan'ı destekleyenleri ortadan kal­dırmak için Galile'ye yaya ve atlı as­kerler gönderdi.
50. Onlar Yonatan'ın askerleriyle yakalandığı ve öldürüldü­ğü sonucuna vararak birbirlerini yü­reklendirdiler ve sık saflar oluşturarak savaşmaya hazırlandılar.
51. Onların pe­şinden gelenler yaşamları için savaşa­caklarını görünce geri döndüler.
52. Tümü sağ salim Yahuda ülkesine vardı, ama Yonatan'la arkadaşları için yas tutuyorlar, tehlikeyi bildiriyorlardı. Tüm İsrail yas tutuyordu.
53. Çevrede­ki tüm putperestler onları yok etmek için çareler arıyor, şöyle diyorlardı: "Onların önderi yok, müttefiki yok. Şimdi saldırırsak onların anısını in­sanlık belleğinden yok edebiliriz."

BÖLÜM 11

1.  O zaman Mısır Kralı kıyıdaki kum kadar kalabalık, pek çok gemisi olan bir ordu topladı. Düzen­bazlıkla İskender'in krallığını ele ge­çirip kendi krallığına katmayı denedi.
2. Barış sözcükleriyle Suriye'ye doğru yola çıktı. Kentlerde yaşayan halk ona kapılarını açtı, onu karşılamaya geldi. Çünkü Ptolemi onun kayınbabası ol­duğundan Kral İskender'in buyruğu bu yoldaydı.
3. Ama kentlere girince Ptolemi her birinde bir garnizon bı­raktı.
4. Azotus'a varınca Dagon'da ate­şe verilen tapınak, Azotus ve çevre­sindeki yıkıntılar, etrafa yayılmış ce­setler ve savaşta Yonatan'ın yakarak öldürdüğü kişilerin yol boyunca üst üste yığılmış kavrulmuş cesetleri ken­disine gösterildi.
5. Yonatan'ın etkin­likleri krala anlatıldı. Halk kralın bu işi beğenmeyeceğini umut ediyordu, ama kral hiç bir şey söylemedi.
6. Ar­dından Yonatan görkemli biçimde kra­lı karşılamak üzere Yafa'ya gitti. Ora­da birbirlerini karşılayıp geceyi geçir­diler.
7. Yonatan, Eleuterus Irmağı'na dek kralla birlikte gitti ve ardından Yeruşalim'e döndü.
8. Kral Ptolemi'ye gelince, denize yakın Selefke'ye* dek kıyıdaki kent­leri ele geçirdi ve bu arada İskender'e karşı kötü tasarılarını eksiksiz duruma getirdi.
*Antakya'nın limanı.
9. Kral Dimitrios'a ulaklar gön­derdi ve şöyle dedi: "Haydi gel, bir antlaşma imzalayalım. Şimdi İsken­der'de olan kızımı sana veririm ve sen de babanın krallığını yönetirsin.
10. Beni öldürmeye çalışan bu adama kızımı verdiğime pişmanım."
11. İs­kender'in krallığına göz diktiğinden onu bu şekilde suçladı.
12. Kral kızını alıp gitti ve onu Dimitrios'a verdi. İs­kender'le ilişkisini kesti ve açıkça düşman oldular.
13. Ardından Ptolemi Antakya'ya girdi ve Asya tacını giydi. Artık ba­şında iki taç vardı, Mısır ve Asya taç­ları.
14. O arada Kral İskender Kilikyadaydı, çünkü yöre halkı başkaldırmıştı.
15. Ama olup bitenleri duyunca, sa­vaşmak için rakibinin üzerine yürüdü. O arada Ptolemi'nin askerleri de saf tuttu. Ptolemi İskender'i büyük bir kuvvetle karşılayıp yendi.
16. İskender Arabistan'a sığındı ve Kral Ptolemi zaferini törenlerle kutladı.
17. Arap Zavdiel İskender'in başını kesip Ptolemiye gönderdi.
18. Üç gün sonra Kral Pto­lemi öldü ve kalelerdeki Mısır garni­zonları oranın halkı tarafından öldü­rüldü.
19. Böylece yüz altmış yedi yı­lında Dimitrios kral oldu.
20. Aynı zamanda Yonatan Yahudiye'deki erkekleri toplayıp Yeruşalim Kalesi'ne saldırmak üzere hazırlandı ve çok sayıda kuşatma makineleri yap­tı.
21. Ama ülkelerinden tiksinen yasa tanımayan inançsız bazı kişiler krala ulaşıp Yonatan'ın kaleyi kuşattığını ona bildirdiler.
22. Haberler kralı öfke­lendirdi. Hemen yola çıkıp Ptolemais'e vardı. Yonatan'a yazıp kuşatmayı kal­dırmasını ve bir konferans için en ya­kın bir tarihte bir araya gelmelerini is­tedi.
23. Bunları duyunca Yonatan ku­şatmanın sürmesini buyurdu. Ardın­dan İsrail'in devlet işlerinden anlayan önder ve kâhinlerinden oluşan bir ku­rul seçti. Özellikle tehlikeyi göze ala­rak
24. kralla buluşmak üzere Ptolema­is'e giderken beraberinde gümüş, al­tın, giysiler ve bir çok armağanlar gö­türdü. Kralın gözüne girmeyi başardı.
25. Ülkesinden yasa tanımayan inanç­sız bir iki kişinin onu suçlamasına kar­şın,
26. kral ona selefleri gibi davrandı ve tüm dostlarının önünde ona değer verdi.
27. Yonatan'ın başkâhinliğini ve tüm rütbelerini onayladı. Onu yakın dostları arasına aldı.
28. Yonatan kralın Yahudiye'den ve Samiriye'nin üç böl­gesinden vergi almamasını istedi. Bu­nun karşılığında üç yüz gümüş talant ödemeye söz verdi.
29. Kral kabul edip durumu anlatan aşağıdaki bildiriyi Yo­natan'a yazdı:
30. "Kral Dimitrios'tan kardeşi Yo­natan'a ve Yahudi ulusuna selamlar!
31. Sizin hakkınızda kuzenimiz Lastenes'e yazdık. Şimdi de size bu bildi­rinin bir kopyasını gönderiyoruz.
32. Kral Dimitrios'tan babası Lastenes'e selamlar!
33. Yahudi ulusu dostumuz­dur ve bize karşı sorumluluklarını ye­rine getirmektedir. Bize karşı göster­diği iyi niyet nedeniyle ne denli cömert olduğumuzu onlara göstermeye karar verdik.
34. Yahuda ülkesiyle Aferema, Lidda ve Ratamin adındaki üç bölgenin onların olduğunu bildiriyo­ruz. Bu toprakları Yahudiye tüm sömürgeleriyle birlikte Samiriye ülke­sinden almıştı. Bu tutum Yeruşalim'de kurban kesenlerin yararınadır. Eski­den kral her yıl onlardan vergi alırdı. Bu para da elde edilen ekinden ve meyvelerden ödenirdi. Ama şimdi ye­ni bir durum söz konusu.
35. Öbür hak­larımıza gelince, bize ödenmesi gere­ken ondalıklar, vergiler, tuzlu batak­lıklar ve kraliyet vergileri bugünden başlayarak tümüyle kaldırılmıştır.
36. Bugünden başlayarak sonsuza dek bunların hiçbiri toplanmayacaktır.
37. Yonatan'a verilmek ve Kutsal Dağ­da herkesin görebileceği bir yere asıl­mak üzere bu metnin bir kopyasını hazırlamak bizim sorumluluğumuz olacaktır."
38. Kral Dimitrios, yönetimindeki ül­kenin barış içinde olduğunu ve kimse­nin ona karşı koymadığını görünce, ordusunu dağıttı ve askerlerini evleri­ne gönderdi. Ancak ülkelerin adala­rından sağladığı yabancı askerlerin görevlerini sürdürmelerini istedi. Böy­lece atalarına hizmet eden kıdemli as­kerlerinin düşmanlığını kazandı.
39. İs­kender'i eskiden destekleyenlerden Trifo, tüm askerlerin Dimitrios'a karşı söylendiğini görünce, İskender'in genç oğlu Antiyokus'u yetiştiren Arap Yamleku ile ilişki kurarak
40. İskender'in oğ­lunu kendisine vermesi için direndi. Onu babasının yerine kral yapmayı amaçlıyordu. Trifo Dimitrios'un kara­rını ve askerlerinin ne denli gücendiğini ona açıkladı ve orada uzun za­man kaldı.
41. O arada Yonatan Kral Dimitrios'a haber göndererek kaledeki asker­lerini Yeruşalim'den çekmesini ve kalelerdeki garnizonları dağıtmasını is­tedi. Çünkü bu kuvvetler İsrail'le sü­rekli çarpışıyordu.
42. Dimitrios Yonatan'a şu mesajı gönderdi: "Senin ve ulusun için bunları yapmakla kalma­yacağım, bundan öte uygun bir fırsat düşerse, seni ve ulusunu onurlandıra­cağım.
43. Bu ortamda bana yardımcı kuvvetler gönderirsen iyi edersin, çün­kü bütün askerlerim kaçtı."
44. Yona­tan Antakya'ya üç bin deneyimli as­ker gönderdi. Askerler oraya varınca kral çok sevindi.
45. Kent halkından yaklaşık yüz yir­mi bin kişi kentin merkezinde toplan­dı. Amaçları kralı öldürmekti.
46. Kral saraya sığındı. O arada halk kentin yollarını ele geçirip saldırıya geçti.
47. Ardından kral Yahudiler'e başvu­rup yardım istedi. Onlar da onun çev­resinde toplandılar. Sonra kente dağıl­dılar ve o gün yaklaşık yüz bin kişiyi öldürdüler.
48. Kenti ateşe verdiler, pek çok ganimet aldılar ve kralın güvenli­ğini sağladılar.
49. Yahudiler'in kenti ele geçirdiğini gören halk yürekliliği­ni yitirip krala şöyle bağırdı:
50. "Barı­şı sağla ve Yahudiler'in bize ve kente karşı savaşını durdur."
51. Ardından si­lahlarını atıp barış yaptılar. Yahudiler kralın ve krallıktaki herkesin gözünde yücelmişti. Krallıkta ünlü olduktan son­ra yüklü ganimetle Yeruşalim'e dön­düler.
52. Kral Dimitrios krallığında ve tah­tında kalmayı sürdürdü ve yönetimi altındaki ülkede dirlik oldu.
53. Ama verdiği sözleri tutmadı, yalancı olduğunu kanıtladı ve Yonatan'la bozuştu. Yonatan'ın ona yaptığı yardımların karşılığında hiçbir şey vermedi, tam tersine her fırsatta Yonatan'a engel oldu.
54. Ardından Trifo küçük Antiyokus'la* geri döndü, o da kral oldu ve taç giydi.
* IV. Antiyokus Diyonisos.
55. Dimitrios'un çabucak iş­lerine son verdiği tüm askerler Antiyokus'un tarafına geçtiler ve Dimit­rios'la savaştılar. O da tehlikeden kay­gılanıp kaçtı.
56. Trifo filleri yakalayıp Antakya'yı ele geçirdi.
57. Bunun üze­rine genç Antiyokus Yonatan'a aşağı­daki mektubu yazdı: "Başkâhinliğini onaylıyorum, seni dört bölgenin yö­neticisi ve ayrıca kralın dostlarından biri olarak atıyorum."
58. Antiyokus Yo­natan'a altın sofra takımı gönderdi, kendisine altın tastan içme hakkı tanı­dı, mor giysiler giyebileceğini, altın broş takabileceğini bildirdi.
59. Yona­tan'ın kardeşi Simon'u Sur'un Merdiveni'nden Mısır'ın sınırlarına dek vali atadı.
60. Bunun üzerine Yonatan yola çıktı, Fırat Irmağı'nın batı yakasın­daki tüm kentleri dolaştı. Tüm Suriye ordusu onu destekledi. Askalon'a va­rınca halk onu görkemli bir biçimde karşıladı.
61. Ardından Gaza'ya gitti, ama Gaza halkı ona kentin kapılarını açmadı. Yonatan da kenti kuşattı ve çevresini ateşe verip yağmaladı.
62. Gaza halkı Yonatan'a yalvarınca Yona­tan onlarla barış konusunda anlaştı, ama yöneticilerin oğullarını rehine olarak aldı ve Yeruşalim'e gönderdi. Sonra ülkede yolculuğunu sürdürerek Şam'a dek gitti.
63. Yonatan Dimitrios'un general­lerinin büyük bir orduyla Galile'ye, Kadeş'e geldiğini duydu. Onların ama­cı Yonatan'ın ilgisini başka yöne çe­kip görevini unutmasını sağlamaktı.
64. Yonatan kardeşi Simon'u ülkede bırakıp onları karşılamaya gitti.
65. Simon Beytsur'u kuşattı, oraya her gün saldırıp halkı kuşatma altında tuttu. Sonunda halk barış istedi. Simon ba­rış konusunda onlarla anlaştı,
66. ama onları kentten sürdü. Kenti ele geçirip oraya bir garnizon bıraktı.
67. Bu arada Genesaret Gölü yöre­sinde kamp kurmuş olan Yonatan'la ordusu erkenden kalkıp yola çıktı. Sabahleyin Hasor Ovası'na vardı.
68. Yabancıların ordusu Yonatan için dağlarda bir tuzak kurduktan sonra onunla savaşmak için ilerledi. Bir ta­raftan ordu onların üstüne yürürken,
69. öte yandan dağlarda tuzak kurmuş olan askerler ortaya çıktı ve ilk önce onlar saldırdı.
70. Yonatan'ın tüm as­kerleri kaçtı. Ordusunun genarelleri olan Avşalom oğlu Matatiyas'la Kalfi oğlu Yahuda'dan başkası kalmadı.
71. Bunun üzerine Yonatan giysilerini yırttı, başına toprak döküp dua etti.
72. Ardından geri dönüp savaştı ve düşmanı bozguna uğrattı, böylece düş­man kaçtı.
73. Yonatan'ın ordusundan kaçan askerler olup bitenleri görünce geri döndüler. Yonatan'la birlikte kamp kurmuş olduğu Kadeş'e dek düşmanı kovaladılar. Oraya varınca kendileri kamp kurdular.
74. O gün yabancı as­kerlerden yaklaşık üç bin kişi öldü. Sonra Yonatan Yeruşalim'e geri dön­dü.

BÖLÜM 10

1. Yüz altmış yılında Epifanes ünvanını alan, Antiyokus oğlu İskender Ptolemais'e varıp orayı ele geçirdi. İyi karşılandı ve orayı yönet­meye başladı.
2. Bunu duyan Kral Dimitrios çok büyük bir ordu toplayıp onunla savaşmak için yola çıktı.
3. Dimitrios ayrıca Yonatan'a uzlaş­mak için bir mektup gönderdi. Mek­tubun amacı onun onurunu arttırmak­tı.
4. Şöyle düşündü: "Bu insanlarla an­laşmak için ilk önce bizim harekete geçmemiz uygun olur, yoksa bize karşı İskender'le birleşebilirler.
5. Kendilerine, kardeşlerine ve ulusuna yap­tığımız kötülükleri unutmamıştır."
6. Dimitrios bir ordu toplaması ve silah yapması için Yonatan'a izin verdi. Kendisini onun müttefiki olarak ta­nımlamasını, ayrıca kalede bulunan rehinelerin Yonatan'a teslim edilme­sini istedi.
7. Yonatan doğruca Yeruşalim'e git­ti, tüm ulusun ve kaledeki kişilerin önünde mektubu okudu.
8. Kralın Yo­natan'a bir ordu toplama yetkisi ver­diğini duyunca herkes dehşete kapıl­dı.
9. Kaledekiler rehineleri Yonatan'a teslim ettiler, o da onları ailelerine gönderdi.
10. Ardından Yonatan Yeruşalim'e yerleşti ve kenti yeniden kurup onar­maya başladı.
11. Bu işten sorumlu olan­lara, Siyon Dağı'nın etrafında duvar­lar ve savunma sistemleri yaparken bu iş için dört köşe yontulmuş taşlar kullanmalarını buyurdu. Böylece yapı daha sağlam olacaktı. Her şey istediği gibi yapıldı.
12. Bakkides'in yaptığı ka­lelerde yaşayan yabancılar oradan git­tiler.
13. İşlerini bırakıp birer birer ken­di ülkelerine döndüler.
14. Yalnız Beytsur'da yasayı ve buyrukları terkedenlerden bir kaç kişi bulunuyordu, oraya sığınmışlardı.
15. Kral İskender, Dimitrios'un Yo­natan'a verdiği sözleri duydu. Aynı zamanda Yonatan'la erkek kardeşleri­nin yaptıkları savaşlar, gösterdikleri yiğitlik ve geçirdikleri zorlu deneyim­ler konusunda kendisine bilgi verildi.
16. Kral İskender hayretini açığa vur­du: "Ona benzer bir kişi bulabilecek miyiz? Bir an önce dostluğunu kaza­nalım ve müttefikimiz olsun!"
17. Ardından ona bir mektup yazıp şöyle dedi:
18. "Kral İskender'den kardeşi Yo­natan'a selamlar!
19. Senden bizimle dost olmaya hazır, güçlü bir eylem adamı olarak söz edildiğini duyduk.
20. Bu nedenle biz de seni bugün ulu­sunun başkâhini olarak atadık ve sana 'Kralın Dostu' ünvanını verdik. Çı­karlarımızı inceleyip bizlerle dostça iliş­kiler sürdürmeni bekliyoruz." Aynı za­manda Kral İskender Yonatan'a mor renkte uzun bir giysi ve altın bir taç gönderdi.
21. Yonatan yüz altmış yılının ye­dinci ayında, Çardak Bayramı'nda bu kutsal giysileri giydi. Ardından ordu­lar toplamaya ve çok sayıda silah yap­maya başladı.
22. Olanları duyunca Dimitrios'un canı sıkıldı.
23. Şöyle dedi: "Biz ne yap­tık da İskender bizden önce davranıp Yahudiler'in dostluğunu kazandı ve durumu güçlendirdi?
24. Ben onlara bir çağrı yapacağım. Beni desteklemeleri için ilerlemelerini sağlayacak olanak­lar ve para önereceğim."
25. Onlara şöy­le yazdı: "Kral Dimitrios'tan Yahudi ulusu­na selamlar!
26. Bizimle yaptığınız ant­laşmaya uyduğunuzu, bizlerle dostça ilişkilerinizi devam ettirdiğinizi ve düşmanlarımızın tarafını tutmadığını­zı duyduk. Bu bizi çok memnun etti.
27. Bizimle sözünüzde durmakta de­vam ederseniz, bizim için yaptıkları­nızın karşılığını fazlasıyla öderiz.
28. Siz­lere pek çok armağanlar verip ayrıca­lık tanırız.
29. Bundan böyle sana ve tüm Yahudiler'e ayrıcalık tanıyorum. Vergi, tuz için aidat ve zorunlu olarak ödenen taç parasını ödemeyeceksiniz.
30. Ağaçlardan toplanan meyvelerin ya­rısıyla ekili tohumun üçte biri benim hakkım olmasına rağmen, bugünden başlayarak sonsuza dek Yahudi ülkesine ve ona bağlı Samiriye'yle Galile bölgesine bu konuda özgürlük tanıyo­rum.
31. Yeruşalim ve toprakları kutsal olacak, ondalık vergisiyle öbür vergi­lerden muaf tutulacaktır.
32. Yeruşalim Kalesi'ni kontrol etmekten vazgeçi­yorum. Bu işi başkâhine bırakıyorum. O da kendi seçeceği bir garnizonla orayı yönetecektir.
33. Krallığımın her­hangi bir yerinde Yahudiye ülkesin­den tutsak edilen tüm Yahudiler fidye ödenmeden özgür olacaktır. Tüm Ya­hudiler'in vergilerden muaf tutulaca­ğını bildiririm. Çiftlik hayvanları da buna dahildir.
34. Tüm bayramlar, Şabat günleri, ayın yay biçiminde oldu­ğu günler, özel tören günleri, bayram öncesi ve sonrası üç gün, krallığımda yaşayan tüm Yahudiler için af ve te­mize çıkma günleri olacaktır.
35. Her­hangi bir nedenle onların peşine düş­meye ya da onlara saldırmaya kimse­nin hakkı olmayacaktır.
36. "Kralın kuvvetlerine otuz bin Ya­hudi katılacak ve kralın diğer askerle­ri gibi geçimleri sağlanacaktır.
37. Bir bölümü kralın başlıca kalelerinde ka­lacak, öbürleri de krallığımızda güve­nilen kişilerin atandığı yerlere gönde­rilecektir. Kralın Yahuda ülkesi için bildirdiği gibi subayları ve komutan­ları kendi aralarından atanacak ve ken­di yasalarına göre yaşayacaktır.
38. "Samiriye bölgesinden Yahudiye'ye bağlanan üç bölgeye gelince, Yahudiye ile bir bütün oluşturacak, tek bir yöneticiye bağlı olacaklar. An­cak başkâhinin otoritesini tanıyacak­lardır.
39. Yeruşalim'deki tapınağa Ptolemais'i ve çevresini armağan ettim. Böylece gelirleriyle halkın tapınması­nın giderleri karşılanacaktır.
40. Kişisel olarak on beş bin gümüş para armağan ediyorum. Bu para kralın her yıl çeşitli yerlerden aldığı gelire karşı gi­der olarak kaydedilecektir.
41. Önceki yıllarda yöneticilerin ödemediği tüm paralar, tapınakta yapılan onarım ça­lışmalarını karşılamak için kullanıla­caktır.
42. Ayrıca yıllık hesaplardan an­laşılacağı gibi, her yıl tapınaktan alı­nan beş bin gümüş para, bundan böy­le ayinleri yöneten kâhinlere gelir ola­rak bırakılacaktır.
43. Kraliyet hazine­sine veya başka yere borçlu olup da Yeruşalim'deki tapınağa veya o yöre­ye sığınan kişi, krallığımdaki tüm mal varlığıyla özgür olacaktır.
44. Tapına­ğın yapımına ve onarımına gelince, tüm giderler kraliyet hazinesi tarafın­dan karşılanacaktır.
45. Yeruşalim'in du­varlarının yeniden yapılması ve çev­resinin güçlendirilmesi için gereken para kraliyet hazinesi tarafından kar­şılanacak ve Yahudiye'deki öbür kent duvarlarının yeniden yapımı da aynı biçimde karşılanacaktır."
46. Yonatan ve ulusu bu önerileri duydukları zaman inanmadılar ve onla­rı onaylamadılar. Çünkü Dimitrios'un İsrail'de yaptığı kötülükleri ve kendi­lerine acımasızca yaptığı baskıyı anım­sadılar.
47. İskender'in tarafını tuttular, çünkü onu olağanüstü iyilik eden bir ki­şi olarak kabullenmişlerdi ve sürekli onun müttefiki oldular.
48. Ardından İs­kender büyük kuvvetler topladı, Dimit­rios'un karşısında durumu saptadı.
49. İki kral savaşmaya başladı. İskender'in or­dusu çekildi, Dimitrios onun peşine düşüp askerlerini bozguna uğrattı.
50. Günbatımına dek çarpışma sürdü, ama Dimitrios o gün öldürüldü.
51. İskender, Mısır Kralı Ptolemi'ye elçilerle aşağıdaki mesajı gönderdi:
52. "Artık krallığıma döndüm, ataları­mın tahtına çıktım. Dimitrios'u ezip gücümü kanıtladım, böylece ülkemi­zin kontrolünü elde ettim.
53. Çünkü onunla savaştım ve gerek kendisini gerekse ordusunu yok ettik ve şimdi onun krallığında tahta çıktım.
54. öy­leyse, şimdi bir dostluk antlaşması imzalayalım. Kızını bana ver, dama­dın olayım ve her ikinize, gerek sana gerekse ona yaraşır armağanlar vere­yim."
55. Kral Ptolemi şöyle yanıtladı: "Atalarının ülkesine dönüp onların tah­tına çıktığın gün kutlu olsun!
56. Mek­tubundaki önerilerini hemen yapaca­ğım, ama beni Ptolemais'te karşıla. Böylece birbirimizi görelim ve istedi­ğin gibi kayınbaban olurum."
57. Ptolemi, kızı Kleopatra ile bir­likte Mısır'dan ayrıldı ve yüz altmış iki yılında Ptolemais'e vardı.
58. Kral İskender onları karşıladı. Ptolemi kızı Kleopatra'yı onunla evlendirdi. Ptole­mais'te krallara yaraşır görkemli bir düğün yaptılar.
59. Ardından Kral İskender gelip kendisiyle görüşmesi için Yonatan'a yazdı.
60. Yonatan görkemli biçimde Ptolemais'e geldi ve iki kralla buluş­tu. Onlara ve dostlarına gümüş, altın ve bir çok armağanlar verdi. Onların üzerinde iyi bir izlenim bıraktı.
61. Bu arada İsrail'den* inancından dönen bir­çok kişi Yonatan'ı suçlamak için bir araya geldi, ama kral onları önemsemedi.
*Yunanlaşmaya taraftar olan Yahudiler.
62. Yonatan'ın giysilerini çıkar­masını ve mor renkteki giysileri giy­mesini buyurdu. Kralın isteği yerine getirildi.
63. Ardından kral, Yonatan'ı yanına oturttu ve subaylarına şöyle dedi: "Kentin merkezine dek onunla birlikte gidin, hiç kimsenin herhangi bir nedenle onu suçlamaması ona Sal­dırmaması gerektiğini bildirin."
64. Bunun üzerine Yonatan'ı suçlayanlar, onun mor renkte giysiler giydiğini ve bu bildiri ile onurlandırıldığını görün­ce kaçtılar.
65. Ardından kral, Yonatan'ı onurlandırıp ilk dostları arasına kattı, onu askeri danışman ve genel vali atadı.
66. Sonra Yonatan barış içinde ve sevinçle Yeruşalim'e döndü.
67. Yüz altmış beş yılında, Dimit­rios oğlu Dimitrios Girit'ten ataları­nın ülkesine geri döndü.
68. Kral İsken­der bunu duyunca karamsarlığa kapıl­dı ve Antakya'ya çekildi.
69. Dimitrios Apolonyus'u Kili-Suriye valiliğine ata­dı. Apolonyus büyük bir kuvvet top­layıp Yamniya'daki kampından Başkâhin Yonatan'a aşağıdaki mesajı yol­ladı:
70. "Bize karşı başkaldırdın, ama tümüyle yalnızsın. Şimdi senin yü­zünden gülünç duruma düşüyorum ve olup bitenler başıma kakılıyor. Niçin gücünü dağlarda bize karşı kullanı­yorsun?
71. Kuvvetlerine o denli güve­niyorsan şimdi aşağıya in ve ovada karşılaşalım. Böylece birbirimizin ye­teneğini sınayalım. Kentler tüm gü­cüyle benim tarafımı tutuyor.
72. Be­nim kim olduğumu ve bizleri kimin desteklediğini sor da öğren! Bize karşı koyamayacağını söyleyeceklerdir, çünkü ataların kendi topraklarında bi­zim tarafımızdan iki kez bozguna uğ­ratıldı.
73. Ayrıca vadide atlı askerlere ve bu büyük orduya karşı koyamaz­sın, çünkü ovada ne taş ne kaya ne de saklanılacak bir yer vardır."
74. Apolonyus'un mesajını alan Yo­natan canlandı, seçtiği on bin askerle Yeruşalim'den ayrıldı. Kardeşi Simon da takviye kuvvetleriyle ona katıldı.
75. Yonatan kuvvetleriyle Yafa'ya dek geldi. Apolonyus'un Yafa'da garnizo­nu vardı, bu nedenle halk Yonatan'a kapıları açmamıştı. Ama Yonatan sal­dırıya geçince,
76. halk korkup kapıları açtı ve Yonatan Yafa'yı ele geçirdi.
77. Apolonyus olanları duyunca üç bin atlı asker ve büyük bir ordu topladı, Azotus'tan geçecekmiş gibi oraya git­ti. Ovaya dek ilerledi, çünkü atlı as­kerleri kalabalıktı ve onlara güveni­yordu.
78. Yonatan Azotus'a dek onun peşinden gitti ve iki ordu savaşmaya başladı.
79. Apolonyus arka tarafa giz­lice bin atlı asker bırakmıştı.
80. Yonatan ise arkasında kurulan tuzağı bili­yordu. Apolonyus'un atlı askerleri Yonatan'ın ordusunu sardı ve sabah­tan akşama dek askerlerine ok attı.
81. Ama Yonatan'ın buyruklarına uyan askerleri direndi ve düşman atları yor­gun düştü.
82. Böylece Simon kendi kuvvetleriyle katkıda bulunabildi. Sık saflarda yürüyen mızraklı ve kalkanlı asker alayının etrafını çevirdi ve onu parçalayıp bozguna uğrattı.
83. Atlı as­kerler ovada dağılıp Azotus'a kaçtılar ve orada tapındıkları putun tapınağı Beytdagon'a sığındılar.
84. Ama Yona­tan Azotus'u ve çevredeki kentleri ate­şe verdi, her yeri yağma etti. Dagondaki tapınağı içindeki tüm kaçaklarla birlikte ateşe verdi.
85. Düşman kayıpları, kılıçtan geçirilenler ve yakılanlar içinde olmak üzere yaklaşık sekiz bin kişiyi buluyordu.
86. Yonatan oradan ayrıldı, Askalon'un karşısında kamp kurdu. Halk büyük törenlerle dışarı çıkıp onu karşıladı.
87. Ardından Yonatan adamlarıyla beraber, savaş ganimetleriyle yüklü olarak Yeruşalim'e döndü.
88. Kral İskender olup bitenleri duyduğu zaman, Yonatan'ı yeniden onurlandırdı.
89. Ona genellikle kralın kuzenlerine verilen türden altın bir broş gönderdi, Ekron'la tüm toprakla­rının mal sahipliğini ona verdi.